CategoriesMakale

SÜT İNEKLERİNDE PROTEİN FRAKSİYONLARI

Süt ineklerinin beslemesinde rasyon protein düzeyi önemli bir kriter olarak görülmektedir. Rasyonla alınan proteinler hayati fonksiyonlar, büyüme, üreme ve laktasyonun devam ettirilebilmesi için gerekli aminoasitleri sağlamaktadır (Wattiaux ve ark 1994). Rasyon enerji ve protein düzeyi, laktasyon süresi içerisinde ineğin ihtiyacına yönelik olarak ayarlanmaktadır. Rasyon protein düzeyi özellikle yüksek süt verimli hayvanlarda en çok dikkat edilen parametreler arasındadır. Rasyon kuru maddesindeki ham protein düzeyinin %15’ten %16’ya çıkmasıyla süt veriminde günde 0,75 kg artış oluşurken, %19’dan %20’ye çıkması 0,35 kg süt artışına yol açmaktadır (NRC 2001). Süt ineklerinde tüketilen proteinin sindirim ve metabolizması aşağıdaki şemada verilmiştir. Proteinler, rumende proteazlar ile peptidlere parçalanmakta ve bunların katabolizmasıyla da aminoasitler elde edilmektedir (Laven ve Drew 1999). Yemlerin rumendeki mikroorganizmalar tarafından etkin bir şekilde yıkımlanmasını desteklemek için rasyonda bazı aminoasitlerin bulunması gerektiği bildirilmiştir (Jami ve ark 2013). Rumendeki mikroorganizmaların, protein yapısında olmayan azotlu bileşiklerden protein ve aminoasit sentezleyebilme özellikleri bulunmaktadır. Bu nedenle ruminantlar üre ve amonyak gibi protein yapısında olmayan azotlu maddelerin basit azot kaynaklarını protein ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanabilmektedirler (Wattiaux ve ark 1994). Rumende protein yıkımlanmasının son ürünü olan amonyak ortamda yeterli düzeyde hazır enerji kaynağı bulunduğunda mikroorganizmalar tarafından kullanılarak protein veya diğer azot kapsayan hücre unsurlarının sentezinde kullanılmaktadır. Rumende oluşan amonyağın bir kısmı ise rumen duvarından kana emilerek karaciğerde üreye çevrilir. Oluşan ürenin bir kısmı üriner sistem ile dışarı atılırken bir kısmı da kılcal damarlar ve tükürük bezleri üzerinden yeniden rumene gelir. Ruminantlara özgü bu durum rumino-hepatik azot dolaşımı olarak bilinmektedir (Harris 2003).


Ruminantlarda Protein Sindirimi ve Metabolizması (Harris, 2003)

Düşük verimli olanlar ile kurudaki ineklerde rumen mikroorganizmaları tarafından sentezlenen amino asitlerin protein ihtiyacını karşılamak için yeterli olması nedeniyle rasyon protein kalitesi üzerinde fazlaca durulmamaktadır (D’Mello 2000). Yüksek verimli süt ineklerinde ise protein ihtiyacı mikrobiyel protein sentezi ile karşılanamamakta; metiyonin, lizin ve valin gibi aminoasitlerin süt veriminde sınırlandırıcı rol oynadığı ileri sürülmektedir. Rumende yıkımlanmadan alt sindirim organlarına geçen protein fraksiyonları (bypass protein) ihtiyaçların karşılanması açısından büyük önem taşımaktadır (Chalupa 1984). Laktasyondaki ineklerden beklendiği ölçüde yüksek süt verimi almak için, rumen fermentasyon ve mikrobiyal yıkımlanmaya karşı dirençli iyi kaliteli proteinlerin rasyonda kullanılması gerektiği belirtilmiştir (Jami ve ark 2004). Protein fraksiyonlarının besleme açısından önemi nedeniyle rasyonla tüketilen proteinin rumende yıkımlanabilir protein (RDP) ve rumende yıkımlanmayan protein (RUP) olarak iki kısma ayrılarak incelenmesi daha doğru bir yaklaşım olmaktadır (Plaizer ve ark 2004). Rasyon kuru maddesinde %10-13 oranında RDP, %36 yapısal olmayan karbonhidrat olması durumunda kuru madde sindirilebilirliği ve mikrobiyel protein sentezi etkinliği ile rumende sentezlenen mikrobiyel protein miktarı en üst düzeye çıkmaktadır (NRC 2001). İşletme şartlarında yapılan bir araştırmada, yedirilen rasyonların kuru maddedeki ham protein, rumende yıkımlanan ve yıkımlanmayan proteinin medianları %18,3; %12,2 ve % 5,7 olduğu belirlenmiştir. Buna göre hayvanların ihtiyaçları ile karşılaştırıldığında RDP düzeyinin %35,9 fazla, RUP düzeyinin ise %15,8 daha az olduğu tespit edilmiştir (Plaizer ve ark 2004). Rumendeki enerji ve proteinin kullanılabilirlikleri arasındaki ilişkiyi karakterize etmek için farklı yollar kullanılmaktadır. Rumen mikroorganizmalarının gelişimi ve rumen fermentasyonunu teşvik ederek laktasyon performansını desteklemek temel amaç olarak belirtilmiştir (Castillo 1999). Rasyonla yüksek protein tüketimi sonucunda idrarla azot atılımı artış göstermektedir. İdrar ile azot atılımı enerji harcayan bir işlem olarak gerçekleşmektedir. Fazla miktarda alınan azotun atılımı tüketilen yemlerin NEL değerlerinin düşmesine sebep olmakta, özellikle enerji dengesini sağlayamayan yüksek verimli süt ineklerine dolaylı olarak zarar vermektedir (Wattiaux ve Karg 2004).

Kaynak: Süt İneklerinde Rasyon Protein Fraksiyonlarının Gübre Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi, 2018, Ali Taş Yüksek Lisans Tezi.